9 Kasım 2012 Cuma

Küçükken bi film izlemiştim ; Şeytanın Avukatı. İşte o zamanki aklımla "Vaov! Ben de böyle gizemleri ortaya çıkarıcam!" diye düşünüp, hedefimi o günden koymuştum. Allah yardım etti gerçekten de hukuk okudum. Ve yaklaşık bir ay önce stajımı bitirerek avukat oldum.

Her zaman kendi ofisim gibi hissedeceğim bi yerde çalışmak, patronla iyi geçinmek, işlerin idaresini ele almak isterdim. Gerçekten yine Allah yardım etti çok iyiniyetli bir avukatın yanında çalışmaya başladım.

Ee buraya kadar her şey güzel sorun nerde? Sorun şurda; eski sevgilim yani 5 gün önce ayrıldığım sevgilim herkesin çok çok iyi bildiği arabaların satıldığı, boruların imal edildiği şu çook kurumsal büyük şirkette çalışıyor yaklaşık 1 yıldır. Her gün tanıştığı insanın haddi hesabı sayısı yok.  Çalıştığı yerde karılar kızlar fink atıyor işi gereği de hepsiyle devamlı iletişim halinde. Yok Gonca'ya kağıt imzalattım yok Helin'e raporu sundum yok sigara içmeye çıktık yok servise bindik yok eğitime gittik. Kimseye de hanım,bey demek yok. Neymiş, "bizim şirketi öyle bi politikası yok." Bi gün şunu diyeceğimi hiç düşünmezdim ama SİZİN ŞİRKETİN POLİTİKASI CAMDAN ATLAMAKSA SEN DE ATLICAK MISIN! Hal böyle olunca benim hayallerimin işi, birden gözümde sıkıcı, yapayalnız, haddinden fazla ciddi ve maaşı  asgari ücrete yakın bir yerlerde gezinen bir yere sahip olmaya başladı. Bizimkinin maaşı ise, her sattığı 'şey'den aldığı primlerle ufuuuu aldı yürüdü 1 senede minik çaplı bi servet yaptı diyebiliriz.

Gel zaman git zaman ben işimden iyice soğudum. Gelecekte çok iyi bir avukat olma imkanını elimin tersiyle itip, çok insan çalışan bi şirkette kapıda oturan kız olmaya bile razı olmaya başladım. Ben bütün gün youtube'da komik videolardan girip, alışeriş sitelerinden çıkarken, beyefendi sosyalliğin dibine vurup mutlu mesut bir gün geçiriyordu. Arıyorum, açmıyor. Mesaj atıyorum cevap yok. Akşam soruyorum "gelen giden inanılmaz çoktu çok yoğundum." E ben de bütün gün büroda tek başımayım biliyor, içi rahat. kendi başı ağrımadığı için de bana sürekli "aşkım iş yapıyorum ne var bunda??!! Bence her çift ille her gün konuşmak zorunda değil telefonda??" diyiveriyordu.

Du. Artık diyemiyor çünkü yok. Ve gariptir ki ben artık işimi daha fazla sevmeye başladım. Daha şevkle çalışıyorum. Çünkü artık kendimi devamlı kıyasladığım biri yok. Gizliden gizliye kıskandığım, meraklandığım. "Off keşke mühendis olup şantiyelerden çıkamasaydı, tek muhattap olduğu insan İbrahim Tatlıses'in ünsüz versiyonu işçiler olsaydı." dediğim biri kalmadı.

Belki artık O da hayatında herkesi didik didik eden biri kalmadığı için çok daha rahattır. Belki artık o birikte çalıştığı benny benassi klibinden fırlama karılara mavi boncuk dağıtıyor, arkalarından bakıp iç geçiriyordur bile. Ama dedim ya, tuhaf bir huzur var içimde. Sanki artık kıskanmaktan o kadar yorulmuşum ki, bilmemek bile daha rahatlatıcı geliyor. Oysa bundan 1 hafta önce bilmediğim yeni bir isim duysam aklım götümden çıkardı. Gerçekten en iyi çare zaman, en iyi öğretmen hayat galiba.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder